12 Nisan 2008 Cumartesi

Dersu Uzala ve Yedi Samurai İstanbul'da

Büyük usta/sensei Akira Kurosawa'nın (黒澤 明 1910-1998) insanın içine işleyen filmi 'Dersu Uzala' 1977'de (veya 1978'de) Beyoğlu'nda gösterildiğinde, sadece Sol kesimden kültür/sinema meraklılarının ilgisini çekmişti. Nedeni açıktı. Film'de -uzaktan veya yakından- tanınmış tek bir sinema oyuncusu oynamadığı gibi, Sovyetler Birliği'nde (Sibirya"da) çevrilmişti. Toy talebeler olarak bir tür Sol görev ifa eder gibi salona gelmiş herkes, filmi dikkatle izliyordu. Hiç olmazsa biraz macera ve heyecan beklerken, alışık olmadıkları bir kurgu ve muazzam bir oyunculukla karşılaştılar. Bu satırların yazarı da dahil olmak üzere herkesin 'Dersu'dan çok etkilendiğini söylemeliyiz. Film 1975 yapımıydı, dönemin malum popüler film klişeleriyle hiç alakası yoktu. (Film, 1976'da Oskar ödülü aldı)

Kış aylarından itibaren Kurosawa'nın filmleri DVD formatında Türkiye'de kitapçılarda görünmeye başladığında, Kırgız bilge/kam 'Dersu Uzala'yı yeniden görmek şart olmuştu. Sahici insanları özlemiştik. Nefsini yenmiş ve arınmış '(düşünce ötesi) hisseden insan'ın nasıl biri olduğuna dair en gerçekçi örneklerden biridir Dersu. Kurosawa-sama, kendi ülkesinde tarifi çok iyi yapılmış ve iyi bilinen (kam/alp/savaşçı'ya özgü) anti-entelektüalist 'düşünmeme' biçimini çok iyi bildiğinden, filmde çok iyi anlatmıştır. Ama Dersu bir avcıdır. Arınmış 'hisseden insan'ın 'Savaşçı' türünü görmek için, usta/sensei'nin '7 Samurai' (七人の侍) filmini görmek gerekir. 10 Nisan'dan 17 Nisan'a kadar sürecek olan 'Türk-Japon Çağdaş Güzel Sanatlar, Genç Öğretim Elemanları Sergisi' çerçevesinde ustanın (bizce) iki başyapıtından biri olan '7 Samurai' de, etkinlik çerçevesinde Beşiktaş-Akatlar'daki Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde gösterilmektedir. (Gerçi filmin gösterildiği salon, ustaya neredeyse bir hakaret ama neyse..) Tabii filmin DVD'si de var ve kitapçılardan alınabilir.

1954 Yapımı bu siyah-beyaz filmde, Japon sinemasının en büyük sanatçılarından Toshiro Mifune de (samurai olduğunu iddia eden iddialı bir köylüyü) oynuyor. Film, 16. Yüzyılda silahlı haydut çetelerinden kurtulmak isteyen son derece fakir bir köyün, köyü savunmaları için yedi samurai kiralamasını anlatır. Köylülerin kiralamak istedikleri samurai'lere verecek değil paraları, doğru dürüst yiyecekleri bile yoktur. Kendileri yulaf yiyip kiraladıkları samurai'lara pirinç vermeyi önerirler. Öneriyi, artık yaşlanmakta olan samurai Kanbei kabul eder ve yanına beş samurai daha bulur. Samurai taklidi yaptığı halde samurai olmadığı anlaşılan başka bir köylü de istenmemesine rağmen ısrarla altı samurai'nin peşinden gelir ve onlara katılmak ister. Yedi kişilik grup tamamlanır. Grup haydutları iki kez yener ve zafer kazanır. Kurosawa-sama, ilk kez bu filminde, ona özgü 'üç kamera' yöntemini kullanmış ve filmi aynı anda üç kamerayla çekmiştir. Çekildiğinde Japonya'nın en pahalı filmiydi ve ikibuçuk saate indirgenmeden önceki ilk versiyonu da üçbuçuk saatti. Alabildiğine gerçekçi sahici savaş/döğüş sahneleri içermektedir.

Filmin konusu o kadar ünlü olmuştur ki, Hollywood'da konu aynen taklit edilmiştir.John Sturges'in 1960 yapımı 'The Magnificent Seven' (Muhteşem Yedili) filminde de baş rol oyuncusu da (Yul Brynner) saçsızdır. ('7 Samurai' filminin ilk bölümünde baş roldeki Kanbei saçlarını yamamen kazıtıp bir keşiş kılığına bürünerek rehine alınmış küçük bir çocuğu kurtarır)
'Muhteşem Yedili', tam bir 'yıldızlar' filmidir ve başrollerde dönemin en ünlü oyuncaları oynamaktadır: Stewe McQuinn, Charles Bronson, James Coburn ve elbette Eli Wallach vd. (Filmin müziği, daha sonra Marlboro sigaralarının reklam müziği olmuştur maalesef!)

'7 Samurai'nin Amerikan versiyonunun 1966, 1969 ve 1972'de üç devam filmi çekildi. Elbette hiçbiri orijinalinin ruhunu yakalayamadı.
Baş rol oyuncularından Toshiro Mifune'nin (三船 敏郎) aynı 1954 yılından itibaren üç filmde canlandırdığı ünlü savaşçı Miyamoto Musashi'nin (宮本 武蔵) dörtyüzyıl kadar önce söylediği üzere, 'İnsan hayatını kaldırıp atmaktansa bütün silahlarını kullanmalıdır.' Yani savaşçı, doğru olduğu kesin olan yolda, hiç bir karşılık, ün, beklemeden de savaşmasını bilen, üstelik savaşı kimin ve nasıl kazanacağını da önceden kestiren kişidir. 7 Samurai, bu özelliğe en iyi örnektir. Chiziko'nun deyimiyle, 'atları beygirlerden ayıran özellik' budur. Istanbul'daki tüm 'Samurai'lara selam.