
Elektronik müziğin Japon damarı, spiritüel bir arka plana sahipç Bu nedenle, kalıcı bir yer edinmeyi başardığını söyleyebiliriz. Ayrıca Japonların sahip olduğu ve çizgi roman kültüründen Zihni Sinir procesi mahiyetinde alet edevat geliştirmeye kadar ifadesini bulan özgün çocuksuluk, sınır tanımayan elektronik müziğe açtığı alanı hiç daraltmadı. Japon elektronik müziği deyince, burada Kitaro'yu (喜多郎) -ki başka bir yazı konusudur-, 1955'de ilk elektronik müzik plağını çıkaran Toshiro Mayuzumi'yi (黛敏郎) ve Ryūichi Sakamoto'yu (坂本 龍一) anmamız gerekir. Ama Isao Tomita (冨田 勲), onların içinde çok özgün bir yere sahiptir.

Isao Tomita'yı özel kılan alan, klasik batı müziğini elektronik müzik olarak yeniden üretip yeniden yorumlamasıdır. Klasik müziğin küçük bir çevreye sıkışıp gençlikten koptuğu aşamada Tomita'nın yorumları, özellikle 70'li yıllarda gençliğin klasik müziğe dolaylı yoldan dönüşünde de (Japonya'da) önemli bir rol oynadı. Claude Debussy'yi yorumladığı 'Snowflakes are Dancing' (1974) adlı plağı, bu konudaki ilk önemli çıkışı sayılır. Onun ardından 1977'de gelen 'Gezegenler' (Planets) albümü ile Gustav Holst'u yorumlamıştır. Burada gezegenlerin dansı Jüpiter ile zirveye çıkar. Tomita'nın son yıllarda yaptığı en ilginç çalışma ise -bizce- 'Storm from the East' adlı bir televizyon programına yaptığı müziktir. Eski bir Moğol şarkısını onbeş farklı şekilde yorumlar. Tomita müzik kariyerinde onüç plak yaptı. Müziğinin pek kolay olduğu söylenemez. Philip Glass'in müziği (veya Orhan Pamuk'un edebiyatı) gibi anlaşılmaz/zor gelebilir. Fakat içine girdiğinizde detay zenginliği ve orjinalliğiyle sizi şaşırtabilir.