14 Mart 2008 Cuma

Batının metoduyla Doğunun düşünce tarzını birleştirmek

Nishida Kitaro (西田 幾多郎), Amerikan atom bombaları Hiroshima ve Nagasaki'ye düşmeden bir ay önce hayata veda etti. Shōwa-tennō'nun (昭和天皇) (Hirohito) radyodan ilk kez duyulan titrek sesiyle, Japonya'nın savaşı sona erdirdiğini söyleyişini duymadı. Duymaması da iyi oldu. Her ne kadar Japonya'nın en önemli düşünürlerinden de olsa, sonuçta bir Samurai ailelesinden geliyordu. Göğün Oğlu'nun konuşmasından sonra sppuku yaparak kendi kılıcıyla hayatına son veren çok sayıda subayın acısını da yaşamadı. Fakat o, Kyoto Okulu'nun kurucusu olarak modern Japon felsefesinin de ilk önemli ustası ve bilgesiydi. Savaş sonrasında kendini bulan modern Japon felsefesini başlatan kişilerden sayılmaktadır.

Nishida Kitaro'nun en önemli özelliği, kuşkusuz, modern terminoloji ve metodları, klasik Japon düşüncesine adapte etmesidir. Bu sayede, modernizm öncesi düşünce, -Türkiye'de olduğu üzere- eski düşünceden tamamen kopmamış ve belli bir sürekliliğin yeniden kurulup yaşatılmasına yardımcı olmuştur.
Usta/Sensei, yaşamının son yıllarında, modernizme/bireye özgü olan 'felsefe' ile, bireyleşme öncesinin 'din' anlayışının sentezini yapmaya çalışıyordu. Nishida ilk döneminde 'bilinç' meselesinden, 'katışıksız özdeneyim' konusuna vardığında, 'özgüven' ve 'irade' konularını incelemeye başladı. Oradan, tamamen Nishida'ya özgü bir terim olan '(kişinin/şeyin bulunduğu) Yerin Mantığı' konusuna varmıştır (basho no ronri). Usta/Sensei'nin vardığı son nokta da 'tam anlamıyla hiçlik' (zettai mu) terimidir. Günümüzde bu iki terim de, Japon felsefesinde önemli rol oynamayı sürdürmektedirler. Nishida son döneminde, dünyadaki sosyalist/Sol düşüncenin de etkisiyle diyalektik düşünceyle yakınlaşmıştır. Burada diyalektik 'genel' ile çelişki içindeki 'ben'in ilişkilerini incelemiştir.

Türkleri de ilgilendirecek en önemli son katkısı, felsefe-din ilişkisine uygun olarak, "Dinin ne zaman bir sorun haline geldiği' sorusudur. Tanrı, Budha, bütünlük/tevhid nedir ve bunlar insanın iç benliğine nerede ve ne zaman dokunur? Usta/Sensei, bunu son yıllarında düşünmüştür. Nishida'nın en ilginç bir diğer sorusu, doğrudan entellektüel düşünceyle ilgilidir. 'Entellektüel algılama'nın (chiteki chokkan) dünyayı nasıl yapısal bir şekillendirmeyle kafasında yeniden kurduğunu/oluşturduğunu ve kendini ondan soyutlayarak/özgürleştirerek nasıl yapılar/şeyler ortaya çıkarabildiğini merak etmiştir.