
Takeuchi, İkinci Dünya Savaşı'nın son yıllarında ve daha sonra Çin'de sürdürdüğü sinoloji eğitimi ve Çin'e olan ilgisi sonucu, (Çin Kültür Devrimi'nden de etkilenerek) Çin toplumunu örnek alan bir 'Protestocu toplum' ideali geliştirdi. Yazılarında, modernizmin yayılması ile Avrupa'nın varolma güdüsünü ilişkilendirir. Takeuchi, "Avrupa'dan daha iyi bir Avrupa haline gelmek", Batı'nın yerine geçerek ondan daha iyi bir Batı olmak, Yeni Batı'yı oynamak fikrini acımasızca eleştirir. Bu düşüncenin, '(Doğu'nun) kendi kendinden vazgeçmesi' anlamına geldiği üzerinde durur.
Türkiye'de Sol'un bir kesiminin Ulusalcılığa kaymasına benzer bir durum, Japonya'da 1930'lu yıllarda yaşanmıştı. Takeuchi, Japon aydınlarının kitleler halinde Sol'dan savrularak totaliter/ulusalcı olmalarını, modernizmin yapısal değişim dönemlerine bağlar ve bu durumun nedenini -doğru bir yaklaşımla- orada arar.
1950'li ve 1960'lı yıllarda, Amerikan işgalinden sonra Japonlar Batı'ya yöneldiklerinde Takeuchi, Japonların Asya ile olan tartışmasız bağlarını hatırlatmıştı ve bu bağlara, japonya'nın savaşta kıta Çin'ine saldırısını da dahil etmişti. Acı ve tatlı yanlarıyla Japonya'nın Asya'ya ait olduğuna dikkat çekmişti.
Yoshimi Takeuchi hakkında bkz.
Takeuchi Yoshimi, "'Kindaika to dentō,’ in Kindai Nihon shisōshi kōza", Tokyo 1959
Yoshimi Takeuchi, "Japan in Asien" Münih 2005
Richard Calichman "What Is Modernity? Writings of Takeuchi Yoshimi", New York 2005